|
| Eski oyuncular | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
kruspeboy Forum Devil Mod Adayı
Mesaj Sayısı : 92 Yaş : 29 Nerden : Bursa İş/Hobiler : Öğrenci Lakap : https://turuncuforum.yetkin-forum.com Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 26/11/08
| Konu: Eski oyuncular Cuma Kas. 28, 2008 8:16 pm | |
| MIU & FRESI
Rumenlerden Miu istikrarlı oyunu ve sempatik hareketleri, Fresi de kritik golleri ile taraftarın sevgilisi oldu. Bursa`da uzun yıllar geçirmeyi isteyen bu iki usta krampon, Bursaspor Dergisi`ne çok sevdikleri kentimizin en önemli değerleri arasında yer alan Karagöz ile Hacivat`ın özenle yaşatıldığı tarihi bir mekanda konuk oldu.
2003-2004 sezonu öncesi Bursa`da tam anlamıyla Hagi fırtınası esiyordu. Rumen çalıştırıcının atacağı her adım, yapacağı her transfer büyük bir merakla takip ediliyor, özellikle de Romanya`dan gelecek isimler konuşuluyordu. Gheorghe Hagi uzun süren araştırmalar sonunda dört oyuncuda karar kıldı: Iulian Miu, Cornel Danut Frasineanu, Ion Viorel Ganea ve Bogdan Vintila…
Bu futbolcular arasında en kariyerli olan ve en çok tanınan golcü Ganea`ydı. Diğerleri ise Bursalı futbolseverler için kapalı kutuydu. Ve sezon başladı…. Timsah için işler pek yolunda gitmiyordu. Ama Miu ile yeşil-beyazlı taraftarlar arasında kısa sürede çok sıcak bir ilişki kuruldu. Frasineanu da Galatasaray`a attığı harika golle göze girmeyi başardı. Diğer Rumenlerin durumu ise hiç de iç açıcı değildi. Önce teknik direktör Hagi gitti sonra da Ganea. Vintila ise yedek kulübesinin demirbaşı oldu. Başladığı gibi kötü giden sezon Bursaspor`un yıllar sonra Süper Lig`e vedasıyla noktalandı.
41 yıl sonra yeniden 2.Lig`de mücadele etmek zorunda kalan Bursaspor mutlak şampiyonluk parolasıyla çıkılan 2004-2005 sezonunda sözleşmeleri devam eden Frasineanu ve Miu`yu kadroda tuttu. Onlar ilk haftalarda istediği sonuçları elde edemeyen ancak sonradan açılan yeşil-beyazlı takımın en iyileri arasında yer aldı. Kötü neticelenen maçlarda bile Miu tribünlerden alkış alıyor ve profesyonelliğiyle takdir topluyordu.
Türkiye`ye başarılara imza atmak için gelen fakat Bursaspor`daki kötü gidiş sebebiyle kendilerini ummadıkları bir konumun içinde bulan Rumenler kontratlarının son yılında da yeşil-beyazlı formayı giymeye devam ettiler. Çünkü Raşit Hoca bu oyunculara güvendiğini belirtmiş ve yola onlarla çıkmak istediğini söylemişti. 2005-2006 sezonunda işler tersine döndü. Lige harika bir startla giren Bursaspor zirveye yerleşti ve puan farkını da açmaya başladı. Miu Timsah`ın savunmada kurduğu troykanın Ünsal ve Egemen ile birlikte üçüncü ayağı oldu. Frasineanu ise attığı kritik gollerle yeşil-beyazlılara puanlar kazandırırken, takımın en istikrarlı futbolcuları arasına girdi.
Röportaj verme konusunda hayli titiz olan bu ikiliyi forma giyemeyecekleri Akçaabat Sebat maçı öncesi bir araya getirdik. Mekan olarak da Bursa Büyükşehir Belediyesi Karagöz Evi`ni seçtik. Bu geleneksel sanatın yaşaması için çaba sarf eden en önemli isimlerden biri olan Uğur Çelikkol`un mihmandarlığında gölge oyunu merkezini gezerken, Miu ve Fresi`ye de sorularımızı yönelttik. İlk olarak Bursa`da nasıl vakit geçirdiklerini, hangi yemekleri sevdiklerini öğrenmek istedik. Kız arkadaşıyla birlikte yaşayan Miu hemen yerinden fırladı ve Bursa`yı çok sevdiğini söyledi. Izgara yapma konusunda iddialı olduğunu belirten sempatik futbolcu, balığa özellikle de levreğe bayıldığını aktardı. Miu, Bursaspor şampiyon olacak mı sorusunu ise şöyle yanıtladı:
I. M: Herkes ipi bizim göğüsleyeceğimizi düşünüyor ama lig çok uzun ve zorlu bir maraton. Konsantrasyonumuzu asla kaybetmemeliyiz. Her maçı, her rakibi ciddiye almalıyız. Bunları yaparsak şampiyonluk kupasını Bursa`ya getiririz.
Onu Bursa`ya getiren Hagi ile ilişkilerini anlatmamızı istediğimizde bizi çok da şaşırtmayan bir cevap işittik.
I. M: Hagi`yle zaman zaman konuşuyoruz. Bize nasıl olduğumuzu, işlerin yolunda gidip gitmediğini soruyor. Her konuşmamızda Bursaspor hakkında bilgi alıyor ve başarılar diliyor.
Iulian Miu Bursaspor`da kalıp kalmamaları konusunda topun yönetimde olduğunu söyledi:
I. M: Ben burada çok mutluyum.Takım arkadaşlarımı çok seviyorum.Sezon sonunda sözleşmem sona eriyor. Yönetim kurulu nasıl karar verirse ona saygı duyarım.Türkiye`deki forvetler arasında en beğendiği futbolcunun Galatasaraylı Hakan Şükür olduğunu ifade eden Rumen yıldız, kalecilerden Rüştü ve Volkan`ı başarılı bulduğunu kaydetti. Savunma oyuncularını sorduğumuzda ise ağzından dökülen ilk isim takım arkadaşı Egemen oldu. Daha önce Romanya Milli Takımı`na davet edilen Miu son dönemde milli formayı giyememesini şöyle açıkladı: I. M: Takdir edersiniz ki Bursaspor ne kadar büyük bir takım olsa da ben 2.Lig`de futbol oynuyorum. Hal böyle olunca gözlerden uzak kalıyorum. Milli takımın hocası Victor Piturca ile Steau Bükreş`te birlikte çalışmıştık. Onunla bir sorunum yok. İnanıyorum ki Süper Lig`de olursam milli takım kapısı yeniden açılabilir.
Rumen futbolcu Raşit Hoca`nın disiplinine hayran olduğunu ve onun kariyerinde tanıdığı en önemli çalıştırıcılar arasında yer aldığını belirtti. Çetiner`in sakat veya cezalı oldukları zamanlarda bile kendilerini yakın takipte tuttuğunu anlatırken yüzünde muzip bir gülümseme vardı. Taraftara olan sevgisini kelimelerle ifade etmesinin mümkün olmadığını kaydeden Miu sözlerini şöyle noktaladı:
Ben Bursaspor`da küme düşmenin acısını yaşadım.Bu sene şampiyon olarak bu acıyı unutturmak istiyoruz. Bursa`nın her şeyin en iyisini hak ettiğini biliyoruz. Yeşil-beyazlı formayı Süper Lig`de giymeyi gerçekten çok istiyorum.
Frasineanu ise daha az konuşmayı tercih etti. Belki de takımını Akçaabat Sebat deplasmanında yalnız bırakmanın üzüntüsünü üzerinden atamamıştı. Vatandaşı Miu gibi Bursa`yı çok sevdiğini belirten “Küçük dev adam” ailesinin Romanya`da olması nedeniyle zaman zaman özlem çekiyordu.
Fresi mutlu sona ulaşmak için tempolarını düşürmemeleri gerektiğinin altını çizerken, taraftara da önemli bir mesaj verdi:
C.F: Taraftarımızın desteği gerçekten çok önemli. Onlar bizim motivasyonumuzu arttırıyor. Onlardan bizi asla yalnız bırakmamalarını istiyoruz.
Tıpkı Miu gibi o da Bursaspor`daki geleceğinin sezon sonunda şekilleneceğini ifade ederken üç yıldır yaşadığı Bursa`da artık kendini yabancı gibi görmediğini söyledi ve ekledi:
Burası harika bir şehir. Her tarafı tarih kokuyor. İnsanların bize bakışı ve yardımcı olmaları beni çok mutlu ediyor.
Bursaspor`un bu sezon yakaladığı başarıda takımdaki arkadaşlığın üst seviyede olmasının önemine dikkat çeken Cornel Frasineanu attığı kritik gollerin sırrının kendini maça çok iyi hazırlaması olduğunu söyledi. Raşit Çetiner`in Bursaspor`a katkısının büyük olduğunu ifade eden Rumen futbolcu şampiyonluğun rüyalarını süslediğini ve tek cümlede duygularını özetledi.
- İnanıyoruz, çok çalışıyoruz, başaracağız… | |
| | | BuSe Düzenleyici
Mesaj Sayısı : 139 Yaş : 27 Nerden : qemlik İş/Hobiler : öqrenci Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 28/11/08
| Konu: ömer erdoğan Cuma Kas. 28, 2008 8:19 pm | |
| Ömer Erdoğan Ömer, futbola başlamadan evvel bir idolün var mıydı?
Futbolu yeni öğrenirken alt yapıda forvet oyuncusu olarak oynuyordum. Kendime hep yabancı futbolcuları örnek olarak alırdım. Van Basten ve Kohler`i beğenerek izlerdim. İlerleyen yıllarda defans oyuncusu oldum. Bu dönemden sonra defans oyuncularını daha dikkatli izleyeme başladım. Real Madrid`de forma giyen Hierro ve bir dönem Galatasaray`da da forma giyen Popescu`nun oyun tarzını beğenirdim. Onları izleyip bir şeyler öğrenmeye çalışıyordum.
Bursaspor camiasını nasıl değerlendiriyorsun?
Bursa sanayisiyle, turizmiyle, tarımıyla çok büyük bir ekonomiye sahip. Bana göre Bursaspor maddi sıkıntıları yaşamaması gerekiyor. Buraya geldikten sonra gördük. Yeterince destek gösterildiğine inanmıyorum. Son yönetimden sonra çok büyük adımlar atıldı. Taraftarlarımıza söylenecek kelime yok. Ligde iyi bir konumda bulunmamıza rağmen bizlere çok büyük destek oluyorlar. Bu seneyi iyi şekilde bitirsek seneye yapılacak takviyeler ile daha üst sıralara geleceğimizi düşünüyorum.
Ömer yıllarca çeşitli takımlarda forma giydin sezona baktığında Bursaspor kadro kalitesi bakımından ligde ne düzeyde?
Tecrübeli ve genç futbolcuların karışımından oluşan karışım bir kadroya sahibiz. Özellikle devre arasında aramıza yeni katılan ve ayrılan futbolcuların çokluğu ideal bir kadroyu oturmamamıza neden oldu. Bunun yanı sıra yaşanan sakatlıklar ve kar cezalarını da unutmamak lazım. Turkcell Süper Ligde oynayan diğer takımları da göz önüne aldığımızda lig için yeterli bir kadroya sahip olduğumuzu düşünüyorum.
Futbolcu olarak en beğendiğin özelliğin nedir?
Profesyonel yapımı beğenirim. Mesleğime inanılmaz saygı duyuyorum. Beslenmeme, uykuma ve gezmeme kısacası beni etkileyecek her konuya dikkat ediyorum. Evlendikten sonra daha da dikkatli olmaya başladım. Yurdun doğusunda uzun yıllar forma giydim. 3 sezon Erzurum, 2 yıl Diyarbakır ve 1 sezonda Malatyaspor`da oynadım. Bu kentlerde sosyal hayat zaten çok fazla yok. Hep futbolu düşündüm.
Sana en büyük katkıyı yapan, destekleyen teknik adam hangisi oldu?/ Yetişmende hangi antrenörler rol oynadı?
Beni Türkiye`ye 19-20 yaşlarında Hikmet Karaman getirdi. Hiçbir tecrübem olmamasına rağmen ilk haftadan itibaren forma şansı verdi. Gurbetçi olarak Türkiye ye gelip buraya odaklanmak hakikatten insanı zorluyor.Bu zor geçen dönemde ligde forma giyiyor olmam, negatif düşüncelerden uzaklaşıp kendimi tamamen futbola vermemde etken oldu. Hikmet Karaman`ın bende çok büyük emeği var.
Futbolcu olman için seni teşvik eden biri oldu mu? Ailen veya yakın çevrende futbolcu olan birileri var mı?
Babamda çok yetenekli bir sporcuymuş. Uzun yıllar amatör futbol oynamış. Ama profesyonelliğe adım atamamış. 6-7 yaşlarında beni Almanya`da bir semt takımına yazdırdı. Tüm antrenmanlarıma ve maçlarıma gelip bana destek oluyordu.
Futbol dışında neler yapmayı seviyorsun?/Boş zamanlarınızda neler yaparsınız?
Oğlum Enes`e endeksliyiz. Eşim ve oğlumla beraber alışveriş merkezlerine ve hayvanat bahçesi`ne gidiyoruz. Kamplarda genelde internete takılıyorum. Aklıma eserse kitapta okuyorum.
Kariyerinde hiç şampiyonluk yaşadın mı?
Hiç yaşamadım.
Unutamadığın bir anını anlatır mısın?
Galatasaray`da forma giyerken Kadıköy`de Fenerbahçe`ye attığım golü hayatım boyunca unutamam. Kötü anım ise Malatyaspor`da ligde kalma mücadelesi veriyorduk. Son maç bizim için çok önemliydi. Ancak rakiplerin maçlarının skorlarına göre ligden düşüp düşmeyeceğimiz netlik kazanacaktı. Karşılaşmada top bana çarparak kalemize gol olmuştu. O an çok üzülmüştüm. Gerçi o golü yemeseydik yine lige veda edecektik ancak üzüntüm o golle birlikte ikiye katlandı.
Kariyerinde en beğendiğin, oynamaktan keyif aldığın stat hangisiydi?
Bursa ****** stadyumunda futbol oynamaktan son derece büyük zevk alıyorum. Modernliği ile Kadıköy Şükrü Saracoğlu`da keyifli bir stadyum.
Samet Hoca için neler söylemek istersin?
Samet Aybaba çok tecrübeli. Bizlere çok yakın olan, her zaman yardım etmeyi seven ve kim hak ediyorsa ona formayı veren bir hoca. Gerek özel hayatımız olsun ve gerekse futbol hayatımızla ilgili her zaman bize yardımcı oluyor.
Futbolla ilgili hedeflerin nelerdir?
Hedefim A Milli takımda forma giymek. Bursa`da futbol oynamaktan dolayı çok mutluyum. Eşimde Bursa kentini çok sevdi. İnşallah Bursa`da futbolu bırakırım.
Futbolunun hangi evresindesin?
En olgun yaşındayım diyebilirim. En iyi dönemimi yaşıyorum. Bu sezon oynadığım giydiğim maç sayısı da bunu gösteriyor. Bu sezon iyi bir istatistik yakaladım. 1 Maç hariç tüm maçlarda 90 dakika oynadım. Maçlardan sonra her zaman kendi kendimi eleştiririm. Mağlubiyette ve galibiyette payımın olduğunu düşünüyorum. Takım kazandığı zaman her zaman ön plana forvet çıkar. Defans ise kaybedilen maçın ardından ön plana getiriliyor. Ben hem galibiyette hem de mağlubiyette payımın olduğuna inanıyorum..
Futbol kariyerini noktaladıktan sonra planların/hayallerin/hedeflerin nelerdir?
Almanya`ya dönmeyi düşünmüyoruz. Burada çok mutluyuz. Şu an için hangi kentte yaşarım diye bir kararda vermedim. Futbolun için de kalmak istiyorum. Takım menajerliği veya futbolcu menajeri olabilirim. Belki bir sporcu sağlık merkezi kurabilirim.
Uyum açısından birlikte oynamaktan keyif aldığınız futbolcular kimler? Geçen sezon yedekken, bu sezon hemen hemen her maçta forma giydin ?
Şu ana kadar Egemen ile çok iyi anlaşıyorum.
Geçen yıl ilk 7 hafta sürekli oynadım. İçeride oynadığımız Sivasspor maçında kırmızı kart gördüm. Benim yokluğumda Egemen ile İsmail oynadı. Onlarda gerçekten iyi oynadılar. Hoca iyi oynayan takımı bozmadı. Bende sıramı bekledim. Uzun süre bekledikten sonra defans oyuncusunun eski performansını yakalaması zaman alıyor.. Geçen yılda iyi çalışıyordum. Kendime iyi bakıyordum. İki arkadaşımın performans göstermesi nedeniyle yedek kaldım. Bu sezonda formayı aldım.
Kariyerinin en büyük çıkışını hangi kulüpte yakaladın?
Diyarbakırspor`da en iyi çıkışımı yakaladığımı düşünüyorum. 26 yaşındaydım ve A2 milli takımına çağırıldım. 31 maç oynadım ve 4 gol attım. Sezonun bitimine 4 ay kala Türkiye`den 13-14 t ve bir Fransız takımından transfer teklifi aldım. O zaman tercihimi Galatasaray`dan yana kullandım.
HAGİ – İnanılmaz hırslı. Antrenörlükte hırslı ve sinirli bağıran bir hoca ama tam bir profesyonel her şeyin % 100 olmasını istedi. Neden olmadı. Sinirinden zarar gördü. Futbolculara kurduğu baskı negatif .. Bülent Hoca her şeyin % 100 doğru olmasını istiyordu ama defalarca hatalarımızı bize söylerdi. Hagi kızar ama hatayı göstermezdi.
Artıların ve eksilerin nelerdir? Çok duygusal olduğumu söyleyebilirim. Maç içinde yaptığım bir hata beni inanılmaz etkiliyor. Futbolcu olarak olumsuz etkiyi hemen üzerinden atmanız lazım, ama ben defalarca beynimde o hatayı yaşıyorum.
Sana takılan bir lakap var mı? Galatasaray`da bana Rambo diyorlardı.
Özel bir uğurun var mı? Hep dua takarım. Onu takmayınca bir eksiklik hissediyorum.
Ülkemizde ve dünyada hangi oyuncuları başarılı buluyorsun? Manchester United takımında forma giyen Cristiano Ronaldo, Savunma oyuncusu olarak Bayern Münich`te forma giyen Lucio`yu beğenirim. Türkiye`den Arda çok yetenekli bir oyuncu.
Dünya çapında oynamayı hedeflediğin takım hangisi? Benim her zaman hayalimde İngiltere Premier Ligi`nde oynamak vardı. Çocukluğumdan beri Liverpool`da oynamayı isterdim.
Sence yeşil sahalarda oyunculuk kariyeri kaç yaşında sona ermeli?
Bence insan kendine baktıktan sonra rahatlıkla 36-37 yaşına kadar oynayabilir.
Türk antrenörlerle mi, yabancı antrenörlerle mi çalışmak daha iyi? Türk futbolcusu için yerli antrenör her zaman avantaj. Teknik adam futbolcusunun psikolojisinden anlamalı. Aynı dili konuşmak çok önemli.
Ç.RİZESPOR MAÇINDAN SONRA YAPTIĞIM AÇIKLAMADAN DOLAYI PİŞMANIM
.Bu sene gerçekten çok gol pozisyonuna girdim ama bir çoğunda gole ulaşamadım. Haftalar önce takım arkadaşlarım ve kulüp personeli bana “bu hafta kesin gol atacaksın” diyorlardı buda beni strese sokuyordu. G.Birliği OFTAŞ maçında bariz gol atmıştım. Son dakika da galip gelecektik. Ancak hakem golü iptal etti. Ertesi hafta Rize maçında benzer bir pozisyonda kafayı vurmaya çalıştım ve top ağlara gitti gol oldu. Maçın ardından yaptığım açıklama üzerine televizyon programlarında yorumcular beni kamuoyuna yanlış yansıttılar. Ben 10 yıldır bu ligde forma giyiyorum. Herkes beni iyi tanıyor. Bundan sonra karar aldım bu tür pozisyonlarda açıklama yapmayacağım. Akşam televizyonlardan izleyip karar vermek en iyisi çünkü insan o anda nelerin yaşandığını net anlayamıyor.
FUTBOLCU OLMASAYDIM TİCARET İLE UĞRAŞIRDIM
Küçüklüğümden beri ticarete yatkınlığım vardır. Annemler halen anlatır tatilerde Türkiye`ye geldiğimizde su ve limon satan çocuklara günde ne kadar para kazandıklarını sorarmışım. Küçükken babam bana bütün bir para verdiği zaman ben onu bozdurur bir sürü metal param olduğu için mutlu olurmuşum. Pazarlık yapmayıda çok iyi bilirim.
Yeşil beyazlı taraftarlara bir mesajın var mı?
Taraftarlarımızın çok sabırsız olduğunu düşünüyorum. İyi zamanımızda bize müthiş destek oluyorlar. Ama zor zamanımızda bu desteği maalesef hissedemiyoruz. Eminim zor zamanımızda da aynı desteği bizlere hissettirseler zorlukları çok kolay aşacağız. Bizim amacımız hem kendimizi hem de onları mutlu etmek. Ben karşılaşmada strese girmiyorum ancak gençlerimiz çok etkileniyorlar. Maç içinde de hepimiz görüyoruz. Antrenmanlardaki oynadıkları oyunu maçta yansıtamıyorlar.
PELİN ERDOĞAN
Ömer Erdoğan`ın gurbetçi eşi Pelin Erdoğan`a futbolcu eşi olmanın zorlukları ve Ömer`in saha dışında nasıl olduğunu sorduk.
• Pelin hanım bize biraz eşinizden bahseder misiniz? Eşiniz nasıl bir eş ve baba?
Eşim çok iyi, cana yakın ve sevecen bir insan. Çok iyi bir babadır. Antrenmandan geldikten sonra hemen Enes ile ilgilenmeye başlar. Günün çoğunu beraber ailecek geçiririz.
• Eşiniz size ev işlerinde yardımcı olur mu?
Çocukla çok ilgileniyor. Maması olsun, altının açılması olsun birçok konuda yardımını esirgemez. Mutfağa da girer. Özellikle kalabalık misafir geldiğinde bana yardımcı olur.
• Çocuklarınızın futbolcu veya sporcu olmalarını ister misiniz?
Hem isterim hem istememem. Futbol çok stresli bir meslek, sakatlıkları olan bir spor. Kendi isteğiyle oynamak isterse gurur duyar, destek olurum.
• Eşinizin futbolcu oluşunun zorlukları nelerdir?
Her futbolcu eşinin vereceği cevap gibi sakatlıklar, kamplar en zor yanları. Yaz kamplarında özellikle çok özlem yaşıyoruz.
• Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır sözü üzerine, sizin eşinizin başarısında ne gibi katkılarınız oluyor?
Elimden geldiği kadar destek olmaya çalışıyorum.Yenildiklerinde moral vermeye çalışıyorum. Morali bozulmasın diye çok fazla konuşmamaya çalışıyorum.
Eşiniz sık sık deplasmanlarda veya uzun süreli kamplarda olabiliyor. Bu durum sizi ve çocuğunuzu nasıl etkiliyor?
Bizim ailemiz yurt dışında olduğu için çok yalnız kalıyoruz. Ama sonuçta idare ediyoruz.
• Eşinizin başka bir takıma transfer olması olayına nasıl bakıyorsunuz?
Bursayı çok sevdik. Bu güzel kentte alıştık. Transfer teklifi alıp, başka bir kente gidersek içimiz buruk olacak. Kendi memleketimiz gibi çok sevdik. İlk evlendiğimizde Ömer Galatasaray`da forma giyiyordu. İstanbul`u sevemedim çok karmaşık, trafik tam bir keşmekeş. 2 yıl Malatya`da kaldık.Malatya da da çok fazla sosyal yaşam yok. Bursa`da her şey her yönüyle çok güzel. | |
| | | kruspeboy Forum Devil Mod Adayı
Mesaj Sayısı : 92 Yaş : 29 Nerden : Bursa İş/Hobiler : Öğrenci Lakap : https://turuncuforum.yetkin-forum.com Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 26/11/08
| Konu: Geri: Eski oyuncular Cuma Kas. 28, 2008 8:20 pm | |
| BURAK AKDİŞ Burak Akdiş, genç yaşına rağmen adını Süper Lig ve Lig A`nın deneyimli kramponları arasına yazdırmayı başarmış bir oyuncu.
Galatasaray`la birlikte Avrupa arenasında boy gösteren, kariyerine iki lig bir de kupa şampiyonluğu ekleyen genç futbolcu, bu zaferlerin yanı sıra küme düşme üzüntüsünü de yaşamış. Bursaspor`la başarılı işlere imza atmak isteyen Burak Akdiş, yeşil-beyazlı takımın yeniden Süper Lig`e dönüşü için üzerine düşen görevi yerine getirmeye fazlasıyla hazır.
Burak Bursaspor`a hoş geldin. Ani gelişen bir transfer oldu. Eser Yağmur`un sakatlığının ardından forvette yaşanan boşluk seninle dolduruldu. Sezon başında anlaştığın Kayseri Erciyesspor`dan Bursaspor`a geliş öykünü anlatabilir misin?
Açıkçası Kayseri Eryiyesspor`da fazla forma şansı bulamadım. Oynamam gerekiyordu. Bir süredir Bursaspor`la görüşmelerim sürüyordu ancak ben takımımla birlikte Antalya`daki kampa katılmıştım. Ligin son haftasında başkanımız Levent Kızıl ve teknik direktörümüz Raşit Çetiner benimle temas kurup takımda görmek istediklerini söylemişlerdi. İş kulüpler arasındaki görüşmeye kalmıştı. Sonuçta her iki taraf da el sıkışarak transferimi gerçekleştirdi. Nasıl bir kulübe geldiğimi biliyorum. Bursaspor büyük bir camia. Beklentilerin farkındayım. Çalışmalarımı en iyi şekilde yapıp takımıma faydalı olmak istiyorum.
Eser ligin ilk yarısında takıma önemli katkı sağladı. Taraftarlarla çok iyi bir diyalog kurdu. Sen ondan boşalan yeri dolduracaksın. Bu durum üzerinde bir baskı yaratıyor mu?
Eser`in ayağının kırılmasına çok üzüldüm. Bir futbolcunun yaşayabileceği en büyük şanssızlık. Şunun bilinmesini istiyorum. Benim transferim bu sakatlıktan sonra gündeme geldi. Öncesinde böyle bir durum söz konusu değildi. Eser de en kısa sürede iyileşip aramıza katılacaktır. O geldiği zaman da bir rekabet oluşacak. Ama bu bizim ilişkimizi kesinlikle bozmaz ve bozmasına da izin vermeyiz. Sonuçta Eser de bu takımın şampiyon olması için mücadele etti. Ben de bundan sonra katkı yapmak için buradayım.
Bursaspor Lig A`da şampiyonluk için mücadele ediyor. Ligin ilk yarısını lider olarak tamamladı. Takım hakkındaki düşüncelerin neler? Bu sezon yeşil beyazlı takımı izleme şansın oldu mu?
Aslında Bursaspor`u ligin ilk yarının son maçında Sakarya`da izlemek istiyordum. Fakat o hafta bizim maçımızın Pazar günü olması planlarımı bozdu. Doğrusunu söylemek gerekirse fazla izleme şansım olmadı. Ancak yıllardan beri bildiğim bir camia. Gördüğüm kadarıyla da iyi bir arkadaşlık ortamı kurulmuş. Geldiğim ilk günden itibaren çok disiplinli ve tempolu bir çalışma içerisinde buldum kendimi. Takım ligin ilk yarısında iyi bir grafik çizdi. Bursaspor şu anda statü gereği Lig A`da olabilir. Ama kesinlikle yeri burası değil. Sezon sonunda layık olduğu yere çıkartacağımız inancındayım. Zaten o havayı tesislerden içeri girdiğim andan itibaren solumaya başladım.
Süper Lig ve Lig A`da birçok takımın formasını giydin. Bursaspor`la ilgili düşüncelerini öğrenebilir miyiz?
Bursaspor`un büyüklüğünü tüm Türkiye kabul ediyor zaten. Lig A`yı kesinlikle hak etmiyor. Benim gözümde Bursaspor`un yeri her zaman Süper Lig`dir. Bu camianın yeniden eski günlerine dönmeye ihtiyacı var. Yıllarca kaliteli oyuncular yetiştirmiş bir kulübün içinde yer aldığım için çok mutluyum. Bursa halkı futbolu biliyor ve seviyor. Bizler futbolcular olarak bu takımı hedeflerine taşımak için geldik. Ligin ikinci yarısı için önemli bir puan kredimiz var. Fakat ligin ikinci yarısı ilk yarı gibi olmayacak. Çok çetin geçecek. Gün daha da kenetlenme, birlik olma günüdür. Çünkü futbolda hiçbir zaman puan avantajının garantisi yok. Her an her şey olabilir. Puan farkına kesinlikle güvenmiyoruz. Biz çıkıp elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Rehavete kapılmayacağımızı şimdiden söyleyebilirim.
Diğer takımlarda oynarken Bursaspor`a karşı forma giydiğin dönemde bir çekingenlik olur muydu?
Bursa her takım için çekinilecek bir deplasman olmuştur. Bursaspor`da her zaman iyi kadro kurulmuştur. İyi bir seyircisi vardır. Seyirci rakip üzerinde kesinlikle bir baskı oluşturuyordu. Bursaspor`un en büyük artılarından biri bence taraftarın takımına verdiği ateşli destektir.
Genelde oyuncular kendileriyle ilgili yorumda bulunmak istemezler ama nasıl bir golcüsün? Özelliklerin neler?
Ben de bu konuda fazla bir şey söylemek istemiyorum. Biz oynayalım değerlendirmeleri başkaları yapsın. Hırslı bir yapım vardır. Bu nedenle mücadeleci bir oyuncu olduğumu söyleyebilirim. Takımın kazanması için varını yoğunu ortaya koyan bir oyuncuyumdur. Başarısız olduğum zamanlar sinirlenirim ve içten içe üzülürüm. Sonuçta futbol bir takım oyunu. Herkes elinden gelenin en iyisini yapmak zorunda. Birey olarak ben taşın altına elimi koyacağım.
Kartalspor`un altyapısında yetiştin. Kartalspor senin de aralarında bulunduğun birçok oyuncuyu Türk futboluna kazandırdı. Volkan Demirel, Servet Çetin, Egemen Korkmaz, Ender Alkan gibi. Bu işin sırrı neydi?
Kulüplerin geleceği altyapıda yatıyor. Burada yönetici, antrenör, oyuncu koordinasyonu iyi bir şekilde sağlanmalı. Kartalspor bunu başarmıştı. Kulübün yaşaması için oyuncu yetiştirmenin öneminin farkındaydılar. Açıkçası sunulan imkanlar da iyi değildi. Ama herkes özverili davranıyordu. Bir de Kartalspor`un İstanbul`da yer alması büyük bir avantaj. Oyuncuların izlenebilmesi böylelikle daha kolay oluyor. Her maçımıza bir futbol adamı geliyordu. Bizle başlayan oyuncu yetişme süreci ilerleyen yıllarda da devam etti. Bu şartlar birleşince de Kartalspor futbol piyasasının gözdesi haline geldi.
Kartalspor`da oynadığın dönemde de Bursaspor`a transferin gündemi gelmiş ancak Galatasaray`a gitmiştin. Bursaspor da Ender Alkan`la sözleşme imzalamıştı. O günlerde neler yaşanmıştı?
Bursaspor`dan bir teklif geldiğini bana söylemediler. Ender`in anlaştığını da sonradan öğrendim. Genç olduğumuz için bize bir şey söylenmiyordu. İpler bizim elimizde değildi yani. Galatasaray`la anlaşıldığımı bile sonradan öğrendim. Kulüpten bir telefon geldi ve oraya gitmem söylendi. Gittiğimde Galatasaray`a transfer olduğumu söylediler. Bursaspor`dan da teklif geldiğini Galatasaray`da oynamaya başladıktan sonra öğrenebildim. Hayırlısı olsun. Demek ki o günlerde kısmet değilmiş.
Galatasaray`da Fatih Terim döneminde iki sezon forma giydin ve şampiyonluk yaşadın. O günlerle ilgili neler söylemek istersin?
Galatasaray`da UEFA Kupası`nı kazanan kadroyla bir aradaydım. Hagi, Popescu, Filipescu, Hakan Şükür, Bülent Korkmaz gibi oyuncular kadroda yer alıyordu. Benim için çok zor oldu ilk günler ama bana Fatih Terim`den büyük destek geldi. Şans da buldum. Galatasaray`daki ilk sezonu iyi değerlendirdiğime inanıyorum. Sezonu şampiyon olarak tamamladık, Türkiye Kupası`nı aldık.
Galatasaray`la birlikte Avrupa arenasında da kendini gösterme şansı yakaladın mı?
Galatasaray`dayken birçok Avrupa maçında kadrodaydım. Rosenborg, Barcelona, Feyenoord gibi takımlara karşı oynadım Ama asla unutamadığım maç Athletic Bilbao`yla yaptığımız karşılaşmaydı. Orada önemli bir gol kaçırmıştım. Arif ağabey topu sektirdi. Ben de son anda dokundum ancak topu dışarı attım. 1-0 gerideydik. Çeyrek finale çıkmamız için beraberlik bile yetiyordu. O golü kaçırdıktan sonra hepimiz yıkılmıştık. Maçta sonra hayli üzüldüm ve ağladım. Aslında amacımız çeyrek finale çıkmaktı. Sonrasını getireceğimizi tahmin ediyorduk. Hedefimize bir adım kala bunu başaramamaktan dolayı başta ben olmak üzere tüm takım arkadaşlarım yıkılmıştı.
Genç yaşına rağmen yıldız oyuncularla forma savaşına girmek nasıl bir duyguydu?
Aslında böyle şeylerin anlatılması zor. Onu yaşamak lazım. Genç yaşıma rağmen o kadar yıldız futbolcuyla oynamak beni heyecanlandırıyordu. Ama hepsinden çok büyük yardım gördüm. Her şey güzeldi benim açımdan.
Avrupa kupalarında boy göstermiş bir futbolcu olarak Türk futbolunun yurt dışında son dönemde kan kaybetmesini neye bağlıyorsun?
Açıkça söylemek isterim ki Türkiye liglerinin kalitesi düştü. Bunun birçok sebebi vardır mutlaka. Kaliteli yabancı oyuncuların son dönemde Türkiye`ye gelmeyişini buna örnek gösterebiliriz. Galatasaray UEFA Kupası`nı kazandığında kadrosunda önemli isimler bulunuyordu. Hagi, Popescu gibi yabancılar takım için önemli güçlerdi. Altyapıya yeteri kadar önem verilmemesi de çok önemli bir etken. Altyapıya ne kadar eğilirseniz, oradaki çocuklar üzerinde ne kadar çok durursanız, kaliteli futbolcular aradan sıyrılacak ve Türk futboluna katkı yapacaklardır. Fakat özellikle son yıllarda Türkiye`de bu anlamda bir geriye gidişin yaşandığını gözlüyorum. Emre Belözoğlu, Nihat Kahveci gibi starların yetişmesi lazım. Eğer tesisleşme, oyuncuya yatırım, gerekli araştırmalar yapılmazsa durum daha da kötüye gidebilir. Bunlar Türk futbolunun önündeki en büyük handikaplar. Fakat bu bir süreçtir. Bence Türk futbolcusu çok yetenekli, dünyadaki diğer oyunculardan hiçbir eksiği yok. İleride yetenekli oyuncuların çıkmasıyla eski şaşalı günlerimize yine döneceğimiz kanısındayım.
Galatasaray`dan ayrılınca kiralık olarak Göztepe`ye gittiğini biliyoruz…
Evet. Galatasaray`da ikinci sezonumun başıydı. Teknik direktörümüz Fatih Terim`di. Ama sonrasında takımdan ayrılarak İtalya`ya gitti. Göztepe`ye transferimin hayli ilginç bir öyküsü vardır. Adana deplasmanı için yola çıkıyorduk. Otobüse bindim. Hiçbir şeyden haberim yoktu. O sırada haber geldi ve arkadaşlarımla vedalaşıp otobüsten indim. Ben de dahil olmak üzere herkes şaşırmıştı. Değişik bir tecrübeydi benim için.
Eski bir Göztepeli futbolcu olarak kulübün kapısına kilit vurulması durumuna gelmesini nasıl karşılıyorsun?
Bu duruma çok üzülüyorum. Türk futbolunun lokomotiflerinden, köklü bir camianın bu duruma gelmesi beni şaşırtıyor. Bu noktaya gelmesinde bizim de payımızın olması üzüntümü bir kat daha arttırıyor. Çünkü Süper Lig`e çıktığımız ilk sezon düşmemiz geriye gidişin başlangıcı oldu. Aslında bu durumdan çok Süper Lig`de İzmir gibi bir kentin takımının olmaması hayli düşündürücü.
Süper Lig`de Sakaryaspor forması giydin. O sezon takımınız küme düştü. Sakaryasporlu yöneticiler küme düşmeden sonra bu duruma hayli tepki gösterdiler. Bu tepkiyi doğuran etkenler nelerdi?
Sakarya büyük acılar yaşamış bir kentti. Deprem nedeniyle kötü günler geçirmişti. Bir sezon önce trafik kazası geçirmiş bir takım vardı ortada. Süper Lig`e çıktığımız sezon çok mücadele verilmişti. Ekonomik açıdan güçlü rakiplerle rekabet etmiştik. Aslında bu çoğu kişilere sürpriz olarak gelmişti. Şaban Yıldırım yönetiminde iyi bir hava yakalamıştık. Sonuçta kent başarıya açtı. O sezon başarılı olundu. Ondan sonraki dönemde takımın iskeleti korundu. Birkaç takviye yapıldı. Ancak yabancı oyuncular uyum sorununu bir türlü aşamadı. Kötü sonuçlar aldık. Sonrasında toparlandık. Özellikle de ligin ikinci yarısında. İşimizi son maça bırakmamamız lazımdı. Hiç hesapta olmayan İstanbulspor yenilgisi bütün planlarımızı bozdu. Eğer o maçı kazansaydık durum böyle olmazdı. Bir anlamda kendi ipimizi kendimiz çektik. Fakat yönetim bu görüşte değildi. Sakaryaspor`a haksızlık yapıldığına inanıyorlardı. İşin yöneticiler kısmıyla ilgili bilgim yok. Bize de düşmez zaten.
İzmir ve Sakarya`daki düşüşten söz etmişken Kayseri`nin iki takımın Süper Lig`de olmasını neye bağlıyorsun? Bu yükseliş nereden kaynaklanıyor?
Bence Kayseri şehrinin ekonomik durumunun iyi olması birinci etken. Halkın sosyalleşme açısından futbola büyük ilgi göstermesi de ikinci nedendir. İnsanlar futbolla yatıp, futbolla kalkıyor. Kenti yönetenlerin de futbolu sevmeleri takımların gücüne güç katıyor. Erciyesspor Süper Lig`e bu sezon çıkmasına rağmen kadrosuna 15 tane yeni oyuncu dahil etti. Çok paralar harcandı. İyi de sonuçlara imza atıldı. Bence Süper Lig`e yeni çıkmış bir takımın ilk sezonunda ligde kalması bir başarıdır. Kayseri Erciyes bu noktada çıtayı daha da yukarıya çekti. Bu başarıda futbolcuların özverili yapıları ve Mustafa Uğur`un teknik yönetimi büyük rol oynadı.
Raşit Çetiner yönetimindeki Ümit Milli Takım`da forma giydin. Milli takım kariyerini özetleyebilir misin?
Raşit Hocamızla birlikte çok iyi bir hava yakalamıştık. Bizim jenerasyon Avrupa Şampiyonası`na katılmayı başarmıştı.Ümit Milli Takım`da oynamak benim için büyük bir şeref, onurdu. Biz de elimizden geldiği kadarıyla başarılı olmaya çalışıyorduk. Çünkü orada Türk halkını temsil ediyorduk. Arkadaşlarımla birlikte oradaki performansımı da başarılı bulduğumu söylemek istiyorum.
Bir futbolcu olarak şampiyonluk ve küme düşmemeye oynayan takımların kadrolarında yer aldın. Sevinç ve üzüntüleri yaşadın. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersin?
Hedefe oynamak her zaman iyidir. Çünkü hedefteki stresle düşme hattındaki stres çok farklı. Şampiyonluğa ulaşmak için güçlü, özverili bir kadroya sahip olunması lazım. Her maça ayrı konsantreyle çıkmanız gerekiyor. Camia sizden şampiyonluk bekliyor. Sonuçta biz de etten, tırnaktan yaratıldık. Bu stresi kaldırmak çok zor. Şampiyonluğa oynadığınız dönem sürekli yüksek motivasyonla mücadele edersiniz. Orta sıralarda yer alan bir takımdaysan fazla bir stres yaşamıyorsun. Küme düşmemek için mücadele ettiğinizde ise durum tamamen değişiyor. Şampiyonluğa oynadığınız zaman kaybetseniz bile bir telafi şansınız oluyor ama küme düşmemek için çaba sarf ediyorsanız böyle bir şansınız yok. Bence bir futbolcunun en zor anları şampiyon olmak ya da küme düşmemeye çabalayan takımlarda forma giymesidir. Aşırı motivasyonla motivasyonsuzluk arasındaki denge iyi sağlanırsa futbolcu başarılı olacaktır. Dengeyi iyi kurmalısınız.
Her iki cephede de yer almış bir futbolcu olarak hakemler zirveye oynayan takımları kolluyorlar mı?
Hakemlerin bir takımı korudukları düşüncesine katılmıyorum. Verdikleri kararlar anlık. Sonuçta onlar da insan ve hata yapabilirler. Bu hataların sıklık oranı belki tartışılabilir ama kesinlikle bir takımın koruması diye bir durum söz konusu değil inancındayım. Genç hakemlerin yetişmesi çok önemli. Bu hakemler derbilerde de, Anadolu takımları arasındaki mücadelelerde de düdük çalmalı. Günümüzde Avrupa`da maç yöneten Türk hakem sayısı yok denecek kadar az. Onların iyi yetişmesi de Türk futbolunun önünü açacaktır. Ayrıca hakemlerle ilgili yorum yapılırken de dikkatli davranılması lazım. Bizim ekranda defalarca izlememize rağmen karar veremediğimiz pozisyonları hakemler anlık değerlendirmek zorundalar. Acımasız olmamalıyız. Hakemler etki altında bırakılmamalı. Bir dönem Galatasaray`da Arif ağabey ceza sahasında kendini atıyor diye bir kanı oluşmuştu. Hakemler bu noktada etki altında kaldıklarından penaltı olan pozisyonlarda bile düdük çalamadılar. | |
| | | kruspeboy Forum Devil Mod Adayı
Mesaj Sayısı : 92 Yaş : 29 Nerden : Bursa İş/Hobiler : Öğrenci Lakap : https://turuncuforum.yetkin-forum.com Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 26/11/08
| Konu: Geri: Eski oyuncular Cuma Kas. 28, 2008 8:21 pm | |
| YAVUZ ERAYDIN
Bursaspor`un kapısını bu sezon aralayan Yavuz Eraydın sergilediği futbol ve kişiliğiyle bir anda yeşil beyazlı taraftarların gönlünde taht kurmayı başardı .Bursaspor Dergisi`ne içten yanıtlar veren deneyimli file bekçisi bilinmeyenlerini anlattı. Türk futbolundaki sorunlardan geçtiğimiz sezon yaşadığı şampiyonluğun öyküsüne kadar pek çok konuda çarpıcı açıklamalarda bulunan deneyimli file bekçisinin röportajında bazı sürpriz bilgileri de bulacaksınız.
Yavuz, Anadolu`nun bir çok takımında forma giydin ve son durağın Bursaspor. Bize kariyerini özetleyebilir misin?
İlk profesyonelliğimi Trabzon PTT Spor Kulübü`nde yaşadım. Orada bir sezon oynadım. Daha sonra Edirnespor`a gittim. Sonrasında küçük bir Galatasaray maceram oldu. Devre arasında sarı kırmızılılarla anlaştım. Ancak maddi konularda uzlaşma sağlanamayınca bu transfer gerçekleşmedi. Ben de İstanbulspor`la el sıkıştım. Bir sezona yakın burada top oynadım. Ardından da Adanaspor`a kiralık gittim. Adanaspor`da şampiyonluk sevinci yaşadım. Küme düşene kadar Adana`da kaldım. İstanbul Büyükşehir Belediyespor`da forma giydim. Sonra Şekerspor`la anlaştım. Orada şanssız bir sezon geçirdim ve ayağım kırıldı. Uzun bir süre sahalardan uzak kaldım. Son olarak Sivaspor`da oynadım. Sivas`ta iki yıl geçirdim. Son sene de bildiğiniz şampiyonluğa ulaştık. Ve şimdi Bursaspor`dayım.
Futbola ilk başladığın yıllardan itibaren kalecilik mi yapıyorsun yoksa tesadüfler mi seni kaleye geçirdi?
Benim futbolla bir alakam yoktu. Aslında okul takımında hentbol kalecisiydim. Bir gün hocamız okul futbol takımının kalecisinin olmadığını ve benim de kaleye geçmem gerektiğini söyledi. Önce bu teklifi kabul etmedim. Çünkü hentbol kalesi küçük. Futbolla mukayese edilemeyecek düzeyde yani. Bir de futboldan hiç anlamıyorum. Ama hocamız isteyince mecburen okul futbol takımının kalesine geçtim. Eldivenleri elime geçirdiğim günden beri de çıkartamadım.
Hentboldan sonra kale büyük geldi mi?
İlk maçlarda zorluk çektim ama futbolu çok sevmiştim. Bir işi sevdikten sonra gerisi gelir zaten. Şimdi kendi kendime “Ne iyi yapmışım da kaleci olmuşum” diyorum. Beni kaleye geçiren hocama da şükranlarımı sunuyorum. Bana farkında olmadan hayatımın en büyük iyiliğini yapmış.
Geçtiğimiz sezon Lig A`nın en az gol yiyen kalecisisin. Yıllarca birinci ve ikinci liglerde forma giymene rağmen çıkış trendini neden geç yakaladın?
Tam olarak nerede hata oldu bilmiyorum. Belki benim yanlışlarım var. Kendimi ön plana çıkartamadım. Kim bilir daha önceleri iyi oynamamış da olabilirim. Bir yerlerde bir eksiklik var ama çözemiyorum. Futbola ilk başladığım yıllarla şimdiki zaman arasında büyük bir fark var tabii ki. Bu konu tecrübe işi. Yaşımız ilerledikçe oyunumuzun kalitesi de daha artıyor. İlk başlardaki hataları yapmıyoruz. Bu konuda kalecileri ele alırsak, Türkiye`de kaleci yetişmiyor şeklinde bir görüş hakim. Ama iyi irdelendiği zaman Türkiye`de pek çok yetenekli kaleciyi görmek mümkün. Ben de o görünmeyen kalecilerdenim belki de.
Türkiye`deki kaleci sorunundan bahsettin. Böyle bir sorun olduğu kanısına nasıl varıyorsun?
Türkiye`de kaleci sorununu yaratanlar var aslında. Bu da Türk kalecisine hiç şans tanımamaktan kaynaklanıyor. Ben geçtiğimiz sezon Sivasspor`daydım. Takım şampiyon oldu, arkasından hemen yabancı bir kaleci arayışına gidildi. Geçtiğimiz sezon Ankaraspor Süper Lig`e çıktı, onlarda da yabancı kaleci arayışı başladı. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu, güvensizlikten mi yoksa başka sebeplerden mi kaynaklanıyor bilmiyorum ama Türk kalecilerinin önünü tıkıyor.
Sivasspor`la şampiyonluk sevinci yaşadın. Sezon başında kimse bu denli büyük bir başarıyı beklemiyordu. Şampiyonluk nasıl geldi?
Sivasspor`da sezon başında çok genç bir kadro oluşturuldu. Başarıya aç, kendini kanıtlamaya çalışan bir çok futbolcu arkadaşımız vardı kadromuzda. İyi bir takım ruhu yakalanmıştı. Çok çalışıyorduk. Herkes özverili davranıyordu. Sonuçta iyi bir seri yakaladık ve maçlarımızı kazanmaya başladık. Bu bizi olumlu yönde motive etti ve kendimize güvenimiz geldi. İlerleyen haftalarda kendi aramızda “Biz bu işi başaracağız” demeye başladık. Sonuçta devamı geldi ve şampiyonluğa ulaştık. Bu duyguyu yaşadığım için mutluyum.
Anlaşılan şampiyonluk sizin için de sürpriz olmuş.
Bir başarı bekliyorduk ama bu kadar kolay ulaşacağımızı aklımızın ucundan bile geçirmiyorduk. Eğri oturup, doğru konuşmak gerek. Sezon başından itibaren liderlik koltuğunda oturup, şampiyonluğa ulaşmayı hayal etmiyorduk açıkçası.
Şampiyonluk sevincini çok kısa bir süre önce yaşamış biri olarak aynı havayı bu sezon Bursa`da da kokluyor musun?
Bursaspor ile Sivasspor arasında kabul edersiniz ki büyük bir fark var. Buradaki futbolcu arkadaşlarımızla oradakileri kıyaslayalım istersiniz. Bursaspor`da oynayan futbolcuların hepsi kendi mevkilerinde belirli bir başarıyı yakalamış isimler. Hepsinin oynadıkları takımlar, kariyerleri belli. Bir ispat içinde olmalarına gerek yok. Ama Sivas`ta durum böyle değildi. Oradaki futbolcuların büyük bir bölümü gençti ve kendilerini kabul ettirmek zorundaydılar. Bu ayrım çok önemli. Bursaspor`un ismi de ortada. Yıllarca Birinci Lig`in yükünü çekmiş, önemli işlere imza atmış bir kulüp. Sivasspor ise 38 yıl boyunca hiç Birinci Lig havasını teneffüs etmemiş. Onlar için büyük bir başarıdır şampiyonluk. Bursaspor bu sezon İkinci Lig`de olmasına rağmen Sivasspor`dan çok ama çok önde. İki takım arasında dağlar kadar fark var.
Kaleciler için pozisyon sezgisi çok önemlidir. Senin bu konudaki görüşlerini öğrenebilir miyiz? “Eyvah gol geliyor” dediğin pozisyonlar oluyor mu?
Ben maç bitene kadar hiçbir şey düşünemiyorum. Sadece oyuna konsantrasyonumu sağlıyorum. Tek yaptığım şey bu. Sağa ya da sola doğru bir hamle yapacaksam o zaten pozisyonun bir gereğidir. Oyun beni o yöne doğru sürükler. Burada takım olarak da birlikte hareket edebilmek çok önemli. Biz, Bursaspor`da bunu yakalamayı başardık. İnşallah sezon sonuna kadar da bunun devamını getiririz.
Penaltı kullanıldığı an ne hissedersin? Sonuçta bütün gözler senin üzerinde.
Hiçbir şey hissetmem. Sadece duruş pozisyonumu alırım. Penaltıyı kullanan oyuncuyu tanıyorsam ona göre hareket ederim. Sonuçta yıllardır top oynuyoruz. Bir çok futbolcunun özelliğini biliyoruz. Mesela Sivassporlu Muhammet`in penaltıda topu atacağı köşe bellidir. Hemen her futbolcunun penaltıda bir köşesi vardır yani. Muhammet`le karşı karşıya kalsam atacağı köşeyi bilirim. Ama tanımadığım bir futbolcu olsa son ana kadar beklerim. Anlık bir refleksle hareket ederim. Kurtarabilirsek ne mutlu. Kurtaramazsak canımız sağ olsun.
Çekindiğin bir forvet var mı?
Hayır öyle çekindiğim bir futbolcu yok.
Başarılı olduğun pozisyonlar hangileri? Yan top, yerden yada uzaktan atılan şutlar, birebir mücadelelerde kendini nasıl buluyorsun?
Bu konuya dilerseniz girmeyelim. Rakiplere tüyo vermiş oluruz. Kozlar onların eline geçmesin.
Artıların, eksilerin nelerdir?
Aslında bunu benim söylemem yanlış olur. Bunu sizin analiz etmeniz gerekiyor. Mesela kaleciler için yan top çok önemlidir. Dışarıdan biri yorum yaptığında yan toplarda iyi değil veya çok iyi şeklinde bir görüş ileri sürse bu normaldir. Ben maç esnasında mücadeleye motive olduğumdan inanın nasıl oynadığımı bilmiyorum. Kaleciler için iyi veya kötü oyun yoktur bence. Sadece maça kötü hazırlanma vardır. Hangi kaleci olursa olsun maça iyi konsantrasyonunu sağladığında yapamayacağı iş yoktur. Yeter ki sadece mücadeleyi düşünsün ve dikkati dağılmasın. Yetenek ikinci planda diye düşünüyorum.
Kaleci şansına inanır mısın?
Kesinlikle inanırım. Türkiye`de kaleci şansı olan tek isim vardır: O da Gençlerbirliği`nin kalecisi Gökhan. Bizde olmayan bir özellik bu. Ama Gökhan`da inanılmaz düzeyde. Kaleci şansı denildiğinde söylenecek tek isim odur. Tek maçlık şans olayını anlarım ama Gökhan`ınki bambaşka. Size bu konuda bir başka örnek daha vermek istiyorum. Adanaspor`da oynarken bizim santraforumuz Altan`dı. Bir sezon boyunca düzenli forma giyerek 23 gol atmıştı. Takımda bir de Amir Ali Baz isminde Denizlispor`dan gelen bir arkadaşımız vardı. Hatırladığım kadarıyla sadece üç maçta 90 dakika sahada kalmıştı. Diğer maçlarda hep oyuna sonradan girmişti. Ama 27 gol atmayı başarmıştı. Durulmayacak yerde durur top da ona gelirdi. Yani futbolda şans faktörü çok önemli. Top sizi sevecek.
Yavuz Eraydın`ın en beğendiği kaleci hangisi?
Brezilya Milli Takımı ve Milan`ın kalecisi Dida`yı beğeniyorum. Gerçekten istikrarlı bir kaleci. Türkiye`de de Dida gibi kaleciler çıkabilir ama şans tanınmadığı için ben de örnek veremiyorum. O istikrarı yakalayabilmiş bir arkadaşımız yok. İnşallah olur.
Başarılı geçen bir sezonun ardından yeniden İkinci Lig`de oynamak nasıl bir duygu? İçinde Süper Lig`e duyduğun bir özlem var mı?
Lig A bana göre Süper Lig`den daha kaliteli. Burada gerçekten ekmek aslanın ağzında. Kötü takım yok. Aksine büyük bir mücadele var. Ben de böylesine hedefi olan bir takımda oynamaktan büyük bir haz duyuyorum. Bu hedefi Bursaspor`da yakalar ve sezon sonunda şampiyon olarak Süper Lig`e çıkarsak o zaman büyük mutluluk duyacağımdan kimsenin şüphesi olmasın.
Maçlarda agresif yönün ön plana çıkıyor. Herhangi bir itiraz olayında kaleden koşup soluğu hakemin yanında alıyorsun. Gerçekten agresif misin?
Maçı kazanmak için her şeyi yaparım. Sahaya çıktığım zaman her futbolcu gibi ben de farklı bir kişiliğe bürünüyorum. Biz takım olarak şunu başarmaya çalışıyoruz: Eğer iyi bir iş yapacaksak hep birlikte hareket etmeliyiz. Hakeme gidilecekse hep beraber gidiyoruz. Savunma yapacaksak bu forvetten başlıyor. Yani takım ruhunu yakalamaya çalışıyoruz. Kendimizi tek bir vücut olarak kabul ediyoruz. Ben de bu duruma ayak uyduruyorum.
Bursaspor taraftarıyla kalecilerin yıldızı pek barışmaz. Özellikle bu durum Gançev`den sonra iyice ortaya çıktı. Ama senin gelişinle birlikte Bursaspor taraftarı “En sonunda bizim de sempatik bir kalecimiz oldu” demeye başladı. Sen bu durumu nasıl karşılıyorsun?
Bu sözleri ben de duydum ve çok sevindim. Beni kabullenen taraftarımıza teşekkür ediyorum. Ancak bir futbol takımında ilk hedef olacak oyuncu kalecidir. İyi oynaması belki göze batmayabilir ama kötü bir sonuçta suçlu kaleci olur. Benden önceki kaleci arkadaşlarımın taraftarla ilişkileri nasıldı, bunu bilemiyorum. Kimseyi yargılayamam. Kaleci hata yapmaz mı? Elbette ki yapar. Ama burada hoşgörü sınırlarını iyi belirlemek gerek. Benim sempatikliğime gelince, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Buraya geldiğimde sorumluluğumun bilincindeydim. Eğer taraftarımızı mutlu edebilecek işlere imza atabiliyorsam ne mutlu bana.
Futbolun yalnız adamı kalecilerdir. Sen de bir yalnızlık çekiyor musun?
Bu, kelimelerle ifade edilecek bir duygu değil. Büyük bir yük var omzumuzda. Maç sırasında herkes görevini yerine getiriyor ama herkesi kaleciler sırtlıyor. Düşünün bir maça çıkıyorsunuz 20 bin kişinin önünde kaleyi koruyorsunuz. Bir futbol takımında en çok destek verilmesi gerekenler kalecilerdir. Yönetim, teknik adam, taraftar, medya onu maça motive etmelidir. Sonuçta sahada kalecinin arkasında kimse yok. Önündeyse on tane oyuncu var. Yapacağı iyi bir kurtarışla maçı da aldırabilir, en ufak bir hatadaysa kalesinde golü görebilir. Kalecilik zor bir meslek. 7.5 metre genişliğinde 2.5 metre yüksekliğinde bir kaleyi koruyoruz sonuçta. Çekilen şutta top 150-200 km. sürate ulaşıyor. Her kalecinin hata yapma riski var. Sadece futbolseverler biraz bağışlayıcı olsunlar diye düşünüyorum.
Bursaspor taraftarını nasıl buluyorsun?
Taraftarımıza diyecek hiçbir şey yok. Takımını ateşliyor. Geçtiğimiz sezon bu atmosferi yine Bursa`da yaşamıştım. Ama o maçta cezalı olduğum için oynamamıştım. Sonradan kendime çok kızdım ceza aldım diye. Bu seyirci önünde oynanmaz mı hiç? İnsanın sahaya çıktığı andan maç bitimine kadar içi bir tuhaf oluyor. Böyle bir ortamda oynamak her futbolcuya nasip olacak bir şey değil. Ben de bu konuda kendimi şanslı hissediyorum ve keyfini çıkartıyorum.
Savunmadaki arkadaşlarınla aran nasıl? Adaptasyon sürecini atlattın mı?
Miu, Egemen ve Ünsal uzun bir süredir birlikte oynuyorlar. Kimin, hangi pozisyonda nerede duracağını iyi biliyorlar. Ben de onlara uyum sağlamaya çalışıyorum. Maç sırasında sürekli irtibat halindeyiz. Ben en arkada olduğum için onları hep uyarıyorum. Siz belki duymuyorsunuz ama biz doksan dakika boyunca hiç susmadan konuşuyoruz.
Forveti gol pozisyonuna sokacak nokta paslar atabiliyorsun. Bu özelliğini nasıl edindin?
Aslında ayağım kırılmadan önce bu kadar isabetli paslar atamıyordum ama iyileşme süreci içinde ayağımı iyi geliştirdim. Maçta konsantrasyonumu tam olarak sağladığım zaman yapmak istediğim her şeyi yapabiliyorum. Mesela Beşiktaşlı Cordoba bu konuda çok iyi bir örnek. Futbol günümüzde artık çok çabuk oynanır bir hale geldi. Ben de topu elime aldığımda ilk olarak forvete bakıp onları pozisyona sokmak için çaba sarf ediyorum. İlerideki arkadaşlarıma iyi bir pas attığım zaman büyük bir mutluluk duyuyorum.
Senin attığın gol var mı?
Üçüncü Lig`de oynarken penaltıları kullanıyordum ama sonra atmamaya başladım. Ben kalecilik yapayım, gol yemeyeyim yeter. Gol atmak benim işim değil. | |
| | | SeDa Düzenleyici
Mesaj Sayısı : 122 Yaş : 29 Nerden : gemlik İş/Hobiler : öğrenci Lakap : olsaaa Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 28/11/08
| Konu: Geri: Eski oyuncular Cuma Kas. 28, 2008 8:28 pm | |
| ulan 5 sayfa yazıyı kopyala yapıştır yapıosun sonrada sanki okuncak çok uzun oğlum kimse okumaz boşu boşuna yazmayın | |
| | | BuSe Düzenleyici
Mesaj Sayısı : 139 Yaş : 27 Nerden : qemlik İş/Hobiler : öqrenci Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 28/11/08
| Konu: Geri: Eski oyuncular Cuma Ara. 12, 2008 6:03 pm | |
| ya yazıorum yazıcazdaaaaaa sanane sen okumak istemiosan okumaaaaaa | |
| | | BuSe Düzenleyici
Mesaj Sayısı : 139 Yaş : 27 Nerden : qemlik İş/Hobiler : öqrenci Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 28/11/08
| Konu: Geri: Eski oyuncular Cuma Ara. 12, 2008 6:05 pm | |
| bence sinan kaloğlu çok iyi oynuoduuu keşkeee qitmeseydeeee | |
| | | SeDa Düzenleyici
Mesaj Sayısı : 122 Yaş : 29 Nerden : gemlik İş/Hobiler : öğrenci Lakap : olsaaa Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 28/11/08
| Konu: Geri: Eski oyuncular Cuma Ara. 12, 2008 6:41 pm | |
| na yazdınız die aşağı inmeye çalışıyorum yazının uzunluğundan dolayı inemiyorum | |
| | | BuSe Düzenleyici
Mesaj Sayısı : 139 Yaş : 27 Nerden : qemlik İş/Hobiler : öqrenci Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 28/11/08
| Konu: Geri: Eski oyuncular Cuma Ara. 12, 2008 8:55 pm | |
| olabilir zorlanıosann osmanlı tarihinin de altına yazı yazmasaydınn onada yazarken aşağı inerken zorlandınmı | |
| | | kruspeboy Forum Devil Mod Adayı
Mesaj Sayısı : 92 Yaş : 29 Nerden : Bursa İş/Hobiler : Öğrenci Lakap : https://turuncuforum.yetkin-forum.com Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 26/11/08
| Konu: Geri: Eski oyuncular C.tesi Ara. 13, 2008 8:53 am | |
| ablaaaaa bu seni ilgilendirmezz | |
| | | SeDa Düzenleyici
Mesaj Sayısı : 122 Yaş : 29 Nerden : gemlik İş/Hobiler : öğrenci Lakap : olsaaa Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 28/11/08
| Konu: Geri: Eski oyuncular C.tesi Ara. 13, 2008 2:04 pm | |
| alp bana diosun ama kendin yer doldurmak için yazıosun | |
| | | BuSe Düzenleyici
Mesaj Sayısı : 139 Yaş : 27 Nerden : qemlik İş/Hobiler : öqrenci Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 28/11/08
| Konu: Geri: Eski oyuncular C.tesi Ara. 13, 2008 2:56 pm | |
| bence öle deil sen yazı doldurmaak için yazıosunn | |
| | | SeDa Düzenleyici
Mesaj Sayısı : 122 Yaş : 29 Nerden : gemlik İş/Hobiler : öğrenci Lakap : olsaaa Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 28/11/08
| Konu: Geri: Eski oyuncular C.tesi Ara. 13, 2008 3:10 pm | |
| iki kişi konuşurken üçüncü susup oturur bende alpe söledim sen üstüne alınma | |
| | | BuSe Düzenleyici
Mesaj Sayısı : 139 Yaş : 27 Nerden : qemlik İş/Hobiler : öqrenci Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 28/11/08
| Konu: Geri: Eski oyuncular C.tesi Ara. 13, 2008 3:52 pm | |
| sanane be sanane istediğim zaman konuşurum senden izn almam bu yüzden kapayıp çeneni otur oturduğun yere | |
| | | | Eski oyuncular | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |